İspanya’daki Cuenca şehrinin yer aldığı ünlü Las Hoyas fosil alanı, yeni bir bulguya ev sahipliği yaptı. Bölgeden çıkarılan ve etçil bir dinozora ait olan 130 milyon yaşındaki fosil, fosilbilimcilerin kafalarını karıştırdı. 6 metre uzunluğa ve yaklaşık 1 tonluk ağırlığa sahip olduğu tahmin edilen dinozorun, Tyrannosaurus‘dan daha büyük olan devasa Carcharodontosaurus’un akrabası olduğu düşünülüyor. “Cuenca’nın kambur avcısı” adı verilen dinozor ya da bilimsel açıdan nam-ı diğer Concavenator corcovatus, güçlü bir koşucu olduğunu gözler önüne seren özelliklerde bir iskelet yapısına sahip. Daha küçük dinozorlar, timsahlar ve ilkel memelilerse bu teropodun (büyük çoğunluğu etçil olan ve iki ayak üzerinde yürüyen dinozorlar) muhtemel yemek listesindeymiş.
Bu fosilin ve birkaç yeni bulgunun gün ışığına çıkarılmasıyla, Carcharodontosauruslar’ın bugüne kadar düşünüldüğü gibi sadece Güney Amerika, Afrika ve Avustralya gibi güney yarımkürede yer alan kıtalara özgü oldukları savı da ortadan kalkmış oldu. Bu grubun Avrupa dışındaki diğer kuzey bölgelerinde de yayılım gösterdiği düşünülüyor.
Dinozorlar kur yapma, savunma ve saldırma gibi çok çeşitli amaçlar için vücutlarında farklı çıkıntılar, plakalar ve boynuzumsu yapılar taşıyorlardı. Bunların birçoğunun işlevi bilinmesine karşın aralarında gizemli olanlar da yok değil. Teropodların ilkel bir üyesi olan Concavenator corcovatus’a da böyle gizemli bir yapı nedeniyle kambur avcı adı verilmiş.
Dinozorun kalça kemiklerinin hemen önünde yer alan iki omura ait çıkıntıların adeta birer diken şeklinde kırkar santimetre (40 cm) uzamış olması uzmanları şaşırtmış durumda. Dinozoru keşfeden ekipten Francisco Ortega’ya (Ulusal Uzaktan Eğitim Üniversitesi) göre adeta bir köpekbalığı yüzgecini andıran bu yapının ne işe yarıyor olduğu kesin olarak ortaya konabilmiş değil. Çeşitli yorumlar arasından en makul olanı, bu bölgenin bugün yaşayan Zebu öküzlerinde görüldüğü gibi bir yağ deposu olarak kullanılmış olabileceği yönünde. Diğer seçeneklerse hayvanın, bu kısımdaki deri kıvrımlarını, vücut ısısını düzenlemede ya da göze çarpan özelliği nedeniyle kur yapmada kullanıyor olabileceği yönünde. Ortega, Zebu öküzü ve deve gibi memelilerden farklı olarak bu kamburun içinde bir kemik yapısının olmasının son derece ilginç olduğunu belirtiyor.
Araştırmacılar, keşfedilen fosilin bir başka sürprizi daha barındırdığını ifade ediyorlar. Ön kollar üzerinde bugünkü kuşlara yakın, Velociraptor gibi daha küçük dinozorlarda görülen minik kabarcıklar bulunuyor. Ortega’ya göre kabarcıklar, bu İspanyol dinozorun ya tüylere ya da tüylerin atasal formuna yataklık yapan bir deriye sahip olduğunun en güzel göstergesi. Kendi grubu içinde cüce olarak nitelendiribilecek boya sahip olmasına karşın Velociraptor’dan dört kez daha büyük ve muhtemelen çok daha ilkel olan bu türün tüy kabarcıklarına sahip olması şaşırtıcı.
Araştırmacılar, uzun zamandır tüylerin ya da tüy benzeri yapıların orijinal işlevinin uçmak mı yoksa başka bir hareket biçimi mi olduğunu anlamaya yönelik olarak kafa yoruyor. Tüylerin aslında vücuttaki termal düzenlemeye yardımcı olmak, vücut dayanıklılığını artırmak, göz alıcı renkleri sayesinde kur yapmada kullanılmak ya da beraberinde getirdiği aerodinamik yapıyla çevikliği artırmak için oluşmuş olduğu bugüne değin geliştirilmiş savlar arasında yer alıyor.
Concavenator corcovatus’un büyüklüğünü ve 1 tona yaklaşan ağırlığını gözönüne alırsak, tüylerin Velociraptor’dakine benzer şekilde hareket ve ısı düzenlemesine yardımcı olduğunu kabul etmek pek mümkün değil. Hayvanın boyutlarının yanında tüylerin sadece ön kollar üzerinde yer alması, bunların ancak kur yapma ya da henüz bilinmeyen başka bir işlev için kullanılmış olabileceği fikrini akla getiriyor. Araştırma ekibine göre, bu dinozorda tüy veya benzeri bir yapının varlığı kesin olarak saptanırsa tüylerin temelde uçmak için değil, kur yapmada kullanılmak üzere evrimleşmiş olabileceği fikri öne çıkabilir. Los Angeles Doğa Tarihi Müzesi Dinozor Enstitüsü müdürü Luis Chiappe de yayının, tüylerin sadece küçük dinozorlarla sınırlı olmadığını ya da tüm vücudu kaplaması gerekmediğini göstermesi açısından oldukça önemli olduğunu belirtiyor. Chiappe’ye göre bu fosiller, dinozorların kuşların atası olduğu savının büyük bir destekçisi.
10/07/2010
Paleontoloji Nedir?
Paleontoloji ya da taşılbilim ya da fosilbilim, fosilleri veri olarak kullanarak dünyada yaşamın tarihini yazmak amacını taşıyan bilim dalıdır.
Latince palaios (eski) onto (varlık) ve logos (bilim) kelimelerinden türemiştir. Eski varlık bilimi olan Paleontoloji; Stratigrafi, Sedimantoloji, Tarihsel Jeoloji, Biyoloji, Ekoloji, Coğrafya, Klimatoloji ve Evrim ile yakın ilişkilidir.
Paleontoloji, fosil bilim ya da taşıl bilim olarak da bilinir. Bir başka tanımlamayla, ölmüş varlıkların "fosil" olarak isimlendirilen taşlaşmış kalıntılarından ya da izlerinden hareketle, jeolojik zamanda yaşamış olan canlıların en ilkelinden günümüzdeki en gelişmiş olanlarına değin geçirdikleri gelişmeleri, çeşit ve şekilleri, yaşama ortamları, ortaya çıkışları ve yok oluşlarıyla, zaman ve mekandaki dağılış ve yayılışlarını araştıran bilim dalıdır. İlk paleontoloji araştırmaları Leonardo da Vinci tarafından, Mısırdan getirilmiş kireçtaşında nummulitesleri görmesiyle yapılmaya başlanmıştır. Da Vinci Nummulites'in, bir organizma kalıntısı olduğunu anlamıştır.
Paleontoloji iki çeşit olarak incelenir. Bunlar;
Makropaleontoloji: Mikroskopta incelenmeyen, makro büyüklükteki fosilleri araştıran paleontolojinin alt dalıdır.
Mikropaleontoloji: Çıplak gözle incelenemeyen, ancak mikroskopla incelenebilen fosilleri araştıran paleontolojinin alt dalıdır.
Paleontoloji bu şekilde araştırmalarıyla yer ilmi olan jeolojiye de yardımcı olmaktadır. Bu şekilde yapılan araştırmalar neticesinde tam olarak zamânımıza kadar gelebilmiş fosil zincirine rastlamak mümkün değildir.
Latince palaios (eski) onto (varlık) ve logos (bilim) kelimelerinden türemiştir. Eski varlık bilimi olan Paleontoloji; Stratigrafi, Sedimantoloji, Tarihsel Jeoloji, Biyoloji, Ekoloji, Coğrafya, Klimatoloji ve Evrim ile yakın ilişkilidir.
Paleontoloji, fosil bilim ya da taşıl bilim olarak da bilinir. Bir başka tanımlamayla, ölmüş varlıkların "fosil" olarak isimlendirilen taşlaşmış kalıntılarından ya da izlerinden hareketle, jeolojik zamanda yaşamış olan canlıların en ilkelinden günümüzdeki en gelişmiş olanlarına değin geçirdikleri gelişmeleri, çeşit ve şekilleri, yaşama ortamları, ortaya çıkışları ve yok oluşlarıyla, zaman ve mekandaki dağılış ve yayılışlarını araştıran bilim dalıdır. İlk paleontoloji araştırmaları Leonardo da Vinci tarafından, Mısırdan getirilmiş kireçtaşında nummulitesleri görmesiyle yapılmaya başlanmıştır. Da Vinci Nummulites'in, bir organizma kalıntısı olduğunu anlamıştır.
Paleontoloji iki çeşit olarak incelenir. Bunlar;
Makropaleontoloji: Mikroskopta incelenmeyen, makro büyüklükteki fosilleri araştıran paleontolojinin alt dalıdır.
Mikropaleontoloji: Çıplak gözle incelenemeyen, ancak mikroskopla incelenebilen fosilleri araştıran paleontolojinin alt dalıdır.
Paleontoloji bu şekilde araştırmalarıyla yer ilmi olan jeolojiye de yardımcı olmaktadır. Bu şekilde yapılan araştırmalar neticesinde tam olarak zamânımıza kadar gelebilmiş fosil zincirine rastlamak mümkün değildir.
Etiketler:
Paleontoloji Nedir?
10/03/2010
Dinazorlar Döneminde Canlı Yaşamı
Etiketler:
Dinazor Belgeseli
Dinazor Irkları
Seismosaurus


Extinction


Quetzalcoatlus


Tenontosaurus

Deinonychus

Pteranodon

Parasaurolophus

Struthiomimus

Tenontosaurus and Deinonychus

Caudipteryx

Archaeopteryx

Coelophysis

Wooly Mammoth

Wooly Rhinoceros

Glyptodont

Uintatherium

Saber-toothed cat

Brachiosaurus

Stygivenator

Ceratosaurus

Therizinosaurus

Dilophosaurus

Giganotosaurus

Raptor

Brontosaurus
Extinction
Quetzalcoatlus
Tenontosaurus
Deinonychus
Pteranodon
Parasaurolophus
Struthiomimus
Tenontosaurus and Deinonychus
Caudipteryx
Archaeopteryx
Coelophysis
Wooly Mammoth
Wooly Rhinoceros
Glyptodont
Uintatherium
Saber-toothed cat
Brachiosaurus
Stygivenator
Ceratosaurus
Therizinosaurus
Dilophosaurus
Giganotosaurus
Raptor
Brontosaurus
Dinazor Resimleri
Etiketler:
Dinazor,
dinazor resimleri,
Dinozor,
dinozor resimleri
Dinozor Nedir?
Dinozorlar 160 milyon yıl civarında kara hayatına egemen olmuş hayvanlardır. Dinozor, Yunancada korkunç kertenkele anlamına gelen iki sözcüğün birleştirilmesinden oluşturulmuştur. Bunun nedeni, geçmişte bilimadamlarının dinozorları bir cins kertenkele sanmalarıdır. Türkçede yaygın fakat yanlış olarak dinazor diye yazıldığı da olur. Dinozorlar yeryüzünde ilk kez 230-225 milyon yıl önce göründüler. 65 milyon yıl önce ise, çok sayıda dinozor türünün nesli tükenmişti.
Dinozorların 160 milyon yıl kadar yaşamasının sebeplerini şöyle açıklayabiliriz:
- Çevreye uyum sağladılar.
- Puflu ve su geçirmez derileri sayesinde korundular ve kuru kaldılar.
- Sert kabuklu yumurtaları sayesinde pek çok yavru yaşadı.
- O dönemde yaşayan diğer hayvanlara oranla daha kolay yürüdüklerinden kolayca yiyecek bulup, düşmanlarından kaçtılar.
- Bazı dinozorlar ot, bazıları da et yediklerinden yiyecek sıkıntısı çekmediler.
Yeryüzünde çok sayıda dinozor türü bulunmaktaydı (1000 civarında). Bunlardan kimi bitkilerle beslenirken (sauropod), kimi et yiyordu (theropod). En kalabalık otçul dinozor türleri, apatosaurus ve brachiosaur idi. Bunlar gelmiş geçmiş en büyük hayvanlardandı. Örneğin apatosaurus 30 ton ağırlık ve 21 metre uzunluğa ulaşabiliyordu.Ama T-Rex örneğinin en küçüğünün 19,4 metre olduğunu gördüler.Üstelik carnotaurus boynuzlu,çok görülmeyen türlerdendi.Ayrıca ceratosaurus türünün küçük ayakları vardı ama çok ölümcüldü. Diğer otçul dinozorlar, kendilerini etçil dinozorlardan korumaya yarayacak özel silahlara sahipti. Örneğin triceratops, başında üç boynuz taşırken, ankylosaurus çıkıntılı kemiklerle korunuyor, styracosaurus’un kuyruğunda ise sivri dikenler bulunuyordu.
Tabiki bazı kısa bacaklı dinozorlar vardı.Bunlardan deinonychus gibi ve kuzeni oviraptor gibi dinozorlar örnek verilebilir.Bu dinozorlar süratli ve yırtıcı olabilir.
Etçil dinozorlar, tıpkı insanlar gibi arka ayaklarının üzerinde yürüyorlardı. Ön ayakları çok küçüktüler.
Spinosaurus, Tyrannosaurus, Carnotaurus gibi bazıları son derece büyükken, Compsognathus (yaklaşık 5,5 kg ve 60 cm) gibileri de son derece küçüktü.
Dinozorların yumurtaları oldukça kalın kabukluydu. Bu kabuk içerisindeki yavruyu koruyor ve içindeki özel bağ sayesinde yavru güven içinde büyüyordu.
Dinozorlarla aynı dönemde pterosaurus,archaeopteryx gibi uçabilen canlılar da vardı, ama bunlar dinozorlarla çok yakından ilgili değildi. Aynı zamanda ichthyosaurus ve pleisiosaurus gibi çok sayıda yüzebilen sürüngen de vardı. Ama bunlar da dinozorlarla yakın bir ilintiye sahip değillerdi.
Yok Oluşları [değiştir]
Dinozorların nasıl yok olduğuna dair bugüne değin bir çok iddia ortaya atılmıştır. Geçmişte, dinozorların kısa bir süre içinde toplu olarak nasıl yok oldukları uzun bir süre açıklanamamış ve yanardağ patlamalarından dünyadaki iklim değişikliklerine kadar çeşitli teoriler ortaya atılmıştır.
1980 de ise Nobel ödüllü fizikçi Luis Alvarez ve oğlu jeolog Walter Alvarez dinozorları bir göktaşının ortadan kaldırdığını ileri sürdüler. Alvarezler'in bu görüşü 85 li yılların sonları ve 90 lı yılların başlarında bilim çevrelerinde ağırlık kazanmış ve ilerleyen yıllarda da ortak kabul olmuştur. Yapılan araştırmalar da bu görüşü kanıtlamıştır. Dinozorların nasıl yok olduğuna ilişkin bilim adamlarının sahip oldukları bu görüş dinozorların sonunun 65 milyon yıl önce yaklaşık 10 km çapında bir göktaşının Dünya'ya çarpmasıyla gerçekleştiğini açıklar. Bu göktaşı saatte 54.000 km hızla Meksika'nın Yukatan Yarımadası açıklarında Dünyaya çarpmış ve çarpma anında 200.000 km³ (her bir kenarı 58.480 tane çamaşır makinesinden oluşan dev bir küp olarak düşünülebilir !) madde buharlaşmış, erimiş ya da yüzlerce kilometre öteye savrulmuştur. Bu çarpma sonucu canlı türlerinin %70'inden fazlası yok olmuş ve 170 km çapındaki, Dünya'nın en büyük kraterlerinden biri olan Chicxulub krateri meydana gelmiştir. Çarpmanın 100 milyon megaton TNT'ye eşdeğer bir enerji açığa çıkardığı tahmin edilmektedir. Çarpma sonucu oluşan toz tabakası atmosferi kaplamış, Dünya aylar boyu karanlıkta kalmış, sıcaklık suyun donma derecesine kadar düşmüş ve asit yağmurları yaşanmıştır. Aylarca süren bu karanlık ve soğuk dönemde bitkilerin fotosentez yapamaması besin zincirini yıkmış ve bu felaketler zinciri de dinozorların sonunu hazırlamıştır.Dünya hiç güneş görmeyince buz devri oluşmuştur. Dinozorlar da bu sırada ölmüştür.
Bir Seferlik Wikipediadan Alıntıdır...
10/02/2010
Quetzalcoatlus
Çok keski bir kafası ve 21 metre boyu ile harika bir kuştur... 80 ile 100 kg arasındadır .Erişkin bir birey 200-250 kiloya ulaşabiliyordu. Yaklaşık 80-160 milyon yıl önce yaşayan bu devin tam adı "Quetzalcoatlus noptrhropi" dir ...
Etiketler:
Dinazor,
Dinozor,
quetzalcoatlus
10/01/2010
Velociraptor
Etiketler:
Dinazor,
Dinozor,
velociraptor
Spinosaurus

Bu koca oğlanın hızı 70 km/h ya kadar çıkabilirdi.Tam adı spinosaurus aegyptiacustur.Dikkat edilirse ismindeki mısır etkisi görülebilir...
Etiketler:
Dinazor,
Dinozor,
Spinsaurus
Merhabalar
Eskilerin En Büyüğü Başlıklı Blogumuza Hoşgeldiniz! Blogumuzda bu yaşlı ve büyük adamları tanıyacaksınız... Devamı birazdan ;)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)